19 Haziran 2010 Cumartesi

Her Şey Sende Gizli - Can Yücel


Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın, 
Kanatların çırpındığı kadar hafif.. 
Kalbinin attığı kadar canlısın, 
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... 
Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. 
Ne renk olursa olsun kaşın gözün, 
Karşındakinin gördüğüdür rengin.. 
Yaşadıklarını kar sayma: 
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, 
Sevdiğin kadardır ömrün.. 
Gülebildiğin kadar mutlusun. 
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin 
Sakın bitti sanma her şeyi, 
Sevdiğin kadar sevileceksin. 
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer 
Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın. 
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. 
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, 
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. 
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, 
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. 
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın 
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. 
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. 
İşte budur hayat! 
İşte budur yaşamak, 
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın 
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün 
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun 
Çiçek sulandığı kadar güzeldir, 
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, 
Bebek ağladığı kadar bebektir. 
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, 
Sevdiğin kadar sevilirsin... 

Can Yücel

16 Haziran 2010 Çarşamba

YAŞAMAK ve İNSAN

-->
YAŞAMAK ; SERVETTİR , KORUMAYI BİL.
YAŞAMAK ; BİLMECEDİR , ÇZÖMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; GÜZELLİKTİR , KIYMETİNİ BİL.
YAŞAMAK ; MUTLULUKTUR , TATMAYI BİL.
YAŞAMAK ; AŞKTIR , SEVGİDİR , KEYFİNİ ÇIKARTMAYI BİL.
YAŞAMAK ; RÜYADIR , GERÇEKLEŞTİRMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; OYUNDUR , OYNAMAYI BİL.
YAŞAMAK ; VERİLMİŞ BİR SÖZDÜR , TUTMAYI BİL.
YAŞAMAK ; HÜZÜNDÜR , AŞMAYI BİL.
YAŞAMAK ; ŞARKIDIR , SÖYLEMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; MÜCADELEDİR , KABULLENMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; MEYDAN OKUNMASIDIR  SANA , KARŞI ÇIKMAYI BİL.
YAŞAMAK ; TRAJEDİDİR , GÖĞÜSLEMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; MACERADIR , GÖZE ALMAYI BİL.
YAŞAMAK ; ŞANSTIR , KULLANMAYI BİL.
YAŞAMAK ; FIRSATTIR , YARARLANMAYI BİL.
YAŞAMAK ; ÇOK KIYMETLİDİR , MAHVETMEMEYİ BİL.
YAŞAMAK ; GÖREVDİR , TAMAMLAMAYI BİL.
YAŞAMAK ; YAŞIYOR OLMAKTIR , UĞRUNA SAVAŞMAYI BİL.



*********************************************************************************************** 
Bir haftanın yorgunluğundan sonra baba Pazar sabahı kalkmış eline gazetesini almış ve akşama kadar oturup dinlenecek olmanın keyfini çıkartmaya başlamış. Ama baba bunları düşünürken oğlu yanına gelerek kendisini parka götürmek için geçen hafta söz verdiğini hatırlatmış.Canı hiç dışarıya çıkmak istemediği için bir bahane bulup evde oturayım , dinleneyim diye düşünmüş. Birden gazetenin promosyon olarak verdiği dünya haritası gözüne ilişmiş . Bu haritayı hemen parçalara ayırmış ve oğluna uzatmış ;" bu haritayı birleştirebilirsen hemen gidelim parka " demiş . Ardından da içinden derin bir oh çekmiş ; "dünyanın; coğrafya profesörlerinden birini getirsen yine de toplayamaz bunu iyi akıl ettim "diyerek sevinmiş . Aradan 10 dakika geçmeden çocuk koşarak babasının yanına gelmiş. Baba haritayi düzelttim parka gidebiliriz demiş . Adam önce inanmamış ve görmek istemiş. Görünce de şaşırarak nasıl yaptığını sormuş . Çocuk demiş ki; bana verdiğin haritanın arkasında insan resmi vardı........

“İNSANI DÜZELTİNCE DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ...”

ABRAHAM LINCOLN’UN , OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE YAZDIĞI MEKTUP


v      Öğrenmesi gerekli  biliyorum ; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını , fakat şunu da öğret ona:” Her alçağa karşı bir kahraman , her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır.”
v      Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.
v      Zaman alacak biliyorum , fakat eğer öğretebilirsen , kazanılan bir doların , bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.
v      Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı.
v      Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.
v      Eğer yapabilirsen , sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
v      Bırak erken öğrensin , zorbaların görünüşte galip olduklarını…
v      Eğer yapabilirsen , ona kitapların mucizelerini öğret.
v      Ona; gökyüzündeki kuşların , güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği sessiz zamanlar da tanı…
v      Okulda hata yapmanın , hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
v      Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret , herkesin yanlış olduğunu söylediğinde dahi…
v      Nazik insanlara karşı nazik , sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.
v      Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken , kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.
v      Tüm insanları dinlemesini öğret ona , fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret…
v      Eğer yapabilirsen , üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona.
v      Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.
v      Herkesin sadece kendi menfaati için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini.
v      Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını , fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
v      Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.
v      Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü; yanlıca ateş , çeliği saflaştırır.
v      Bırak , sabırsız olacak kadar cesaret sahibi olsun ; bırak , cesur olacak kadar sabrı olsun.
v      Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.

Hz. Lokman’ın oğluna nasihatleri

Ey oğul!
Bir cemaat içinde bulunduğunda onlar ayakta iken oturma. Oturdukları zaman sen de oturuver.

Ey oğul!
Bıyık ve sakalınla oynama. Elinle sinek kovalamayı terk et.

Ey oğul!
Sükut ve temenni ile hareket et. Az konuş. Çok konuşmak, yanılmaya sebeptir.

Ey oğul!
Konuşurken sözü fazla dağıtma. Aksi takdirde şerefine zarar gelir. Konuşurken başkalarını utandırma. Kaş göz işareti yapma.
Güzel ve latif sözleri duymaya çalış. Fazla hayrete düşme. Sözün tekrarlanmasını isteme. İnsanları güldürecek ve kendini maskara edecek sözlerden sakın.

Ey oğul!
Kimse hakkında atıp tutma.

Ey oğul!
Senden bir şey istendiği zaman, elinden geliyorsa vermeye çalış. Birinden bir şey istediğinde de fazla ısrar etme.

Ey oğul!
Acizliğini ve fakirliğini hiç kimseye , hatta ailene dahi açma ki , onların yanında itibarın düşmesin , sözünü dinlemez olmasınlar.

15 Haziran 2010 Salı

FİLMAJANDA-------Olağan Şüpheliler - Usual Suspects (1995)

Olağan Şüpheliler, Christopher McQuarrie'nin yazıp Bryan Singer'in yönettiği 1995 ABD yapımı kara filmdir. Film polis sorgusuna alınan küçük çapta bir dolandırıcı Roger "Verbal" Kint'in (Kevin Spacey) hikâyesini anlatır. Kint sorgulayıcısı ABD Gümrük İdaresi'nden Ajan David Kujan'a (Chazz Palminteri), San Pedro Bay'deki Port of Los Angeles'da demirlemiş bir gemide meydana gelen büyük yangın ve katliama kadar uzanan karmaşık bir hikâye anlatır. Geri dönüşler ve öyküleme kullanan Kint'in hikâyesi o suç partnerleri ile birlikte gemide ne işleri olduğunu anlatmaya çalıştıkça giderek artan bir şekilde karmaşık bir hale gelir.
Altı milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen filmin projesi ilk başta sadece bir isim olarak başladı. Casablanca filmindeki Claude Rains'in repliğinde geçen "The Usual Suspects" kullanılarak yazılan Spy dergisindeki köşe yazısının başlığı filmin adı olarak seçildi. Singer bunun film için iyi bir isim olabileceğini düşündü. Singer ve McQuarrie'nin birlikte geliştirdikleri poster filmin ilk görsel tasarımı oldu.

Olağan Şüpheliler 1995'te Cannes'da yarışma dışı olarak gösterildi ardından başlangıçta birkaç salonda gösterime girdi. Film olumlu eleştiriler aldı ve sonunda geniş çapta gösterime girdi. Akademi Ödülleri'nde McQuarrie En İyi Özgün Senaryo ve Spacey de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında ödülü aldılar.

Vikipedi, özgür ansiklopedi

3 Haziran 2010 Perşembe

3 haziran / Gece leylak ve tomurcuk kokuyor...


Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
Bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."









Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
Kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
Fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
Vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
Vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
Ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
Vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
Ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."