27 Ağustos 2011 Cumartesi

MUTLULUĞUN SIRRI - Gülse Birsel

Toplanin, mutlulugun sirrini veriyorum!

Bir kere su ortaya cikti: Para, mutluluk getirmiyor kardesim! Modern dunya, sadece 'daha zenginlerin', 'daha az zenginlerden' biraz daha mesut oldugunu, bu saadetin de 'ustunluk' hissinden kaynaklandigini ve uzun surmedigini kesfetti! Psikologlar 'mutluluk' konusuna takmis durumdalar. Temel ihtiyaclari karsilandigi surece, daha fazla para ekstra bir mutluluk getirmiyor.

Peki, kim, niye mutlu oluyor? Time dergisinin son sayisi, bircok bilim adaminin bu konuda yaptigi arastirmalardan cikan ilginc sonuclari konu aliyor. Mutluluk, bizim sandigimiz etkenlerden coguyla hic baglantili degil!

Para? Hic alakasi yok!

Egitim? Hic etkisi yok!

Zekâ? Ayni sekilde!

Genclik? Bilakis! Yaslilarin hayattan genclere gore daha cok zevk aldiklari ve depresyona daha az meyilli olduklari kanitlanmis!

Evlilik? Arastirmalara gore, evli insanlar bekârlara gore biraz daha mutlu olsa da, bunun sebebi zaten mutlu olmaya meyilli insanlarin evlilikleri daha kolay yurutmesiyle ilgili olabilir!

Gunesli havalar? Hayir! Amerika'nin bol yagmurlu bolgelerinde yasayanlarin Kaliforniyalilara gore daha depresif olmadigi kanitlanmis!

O zaman insanlari mutlu eden ne?

Bulgulara gore dini inanc insanlarin mutlulugunu artiran onemli bir etkenmis. Inanan insanlar zorluklara karsi daha kolay gogus geriyor ve daha iyimser oluyorlarmis.
Arkadaslar, mutsuzluga karsi muthis bir ilacmis! Ahbaplari, dostlari, aileleri ve cevreleriyle daha yakin ve sik iliski kuran insanlar karamsarliktan uzak kalmak icin en etkili formulu bulmuslar.

Bu arada, mutlu olmak icin bir grup psikologun kullandigi 'gun insa etme' metodundan bahsetmek lazim. Denekler bir gun once dakika dakika ne yaptiklarini hatirlayip, bu aktivitenin onlarin acisindan mutluluk duzeyini birden yediye kadar isaretliyorlar. Bu test 900 kiside uygulaniyor. Sonuclar ilginc...

En cok mutluluk veren aktiviteler, arkadaslarla sosyallesme, evde yatip gevseme, dua etme ve yemek yeme... Bunlari spor yapma ve televizyon seyretme takip ediyor. Tuhaf ama 'cocuklarla ilgilenmek' listenin en altlarinda, ev isinin bir sira ustunde yer aliyor! Cogu insanin hayatinda mutlulugunun kaynagi olarak gordugu cocuklarin, gunluk hayatin mutsuzluk sebeplerinden biri olmasi ilginc! Demek ki, mutlu ettigini sandiginiz her sey mutlu etmiyor! Ancak, gunluk hayatta insani sinirlendiren, geren, mutsuz eden ufak tefek olaylar, hayatin genelinde mutluluk kaynagi olabilirmis! Surekli sikayet ettiginiz stresli isiniz, hayatinizin en onemli rengi olabilir ornegin.

Psikologlarin bu konuyla ilgili edindigi farkli bir bulgu da: 'Sonlarin gucu'! Sozgelimi, sizi cok mutlu eden bir iliski, son bir haftasinda berbat kavgalar ve gozyasi dolu bir ayrilikla sonlaniyorsa, butun hayatiniz boyunca o iliskiyi kotu hatirliyorsunuz!

Bu konu, kolonoskopi yaptiran bir grup insan uzerinde test edilmis. Biliyorsunuz kolonoskopi, bagirsaklarla ilgili rahatsiz edici, biraz acili bir muayene metodu. Bir grup hastaya standart kolonoskopi yapilmis. Diger grupta ise kolonoskopi aleti, muayeneden sonra 60 saniye hareketsiz birakilmis. Hastalara aci veren bolum aletin hareketleri oldugu icin, uygulama 60 saniye daha uzun surdugu halde, muayenenin sonu 60 saniyelik acisiz bir zaman dilimiyle bittigi icin, ikinci gruptaki hastalar, uygulamayi, ilk gruba gore daha az rahatsiz edici bulmuslar!

Peki, herkes mutlu olabilir mi? 1996'da yapilan bir arastirmaya gore, bir insanin hayatindan memnun olmasi, yuzde 50 oraninda genetik yapisina bagli! Genler neseli, rahat bir kisilik yapisini, stresle basa cikma kapasitesini, depresyon ve endiseye mehili yonlendiriyor! Eger bir insan genetik olarak mutluluga meyilliyse , basina berbat seyler de gelse, hatta kaza sonucu bir uzvunu bile kaybetse, zaman icinde, eski mutluluk seviyesine ya da ona yakin bir noktaya donebiliyor!

Butun psikologlarin uzerinde fikir birligine vardiklari uc mutluluk formulu var:

Sukretmek, iyilik yapmak ve yaptigin isi sevip daha cok konsantre olmak!
Sukretmek, hayattan duydugun memnuniyeti ifade etmek, hatta bunu duzenli olarak yazmak ve soylemek, sadece insanin keyfini yerine getirmekle kalmiyor; Kaliforniya Universitesi'nin arastirmasina gore fiziksel sagligi duzeltiyor, enerji seviyelerini yukseltiyor, aci ve yorgunlugu azaltiyor!
Iyilik yapmak, sozgelimi duzenli olarak bir huzurevini ziyaret etmek, bir komsuya yardim etmek, babaanneye mektup yazmak, mutluluk derecesini ani ve dramatik bicimde artiriyor!

Ne para, ne ask, ne gunes, ne genclik. Yaptiginiz isi sevip, o ise butun konsantrasyonunuzu ve enerjinizi severek vermek de, mutlulugun formullerinden biri. Marangoz olsaniz da, doktor olsaniz da boyle. O kadar arastirma, kolonoskopide ekstra 60 saniyeye katlanan denekler (!), yazismalar, toplantilar, istatistikler... Psikologlar yine bize anaokulunda ogretilenlerle kutsal kitaplarda yazilanlari bulmuslar:

Mutlu olmak icin calis, iyilik yap, sukret!

Gulse Birsel – 28.01.2007


10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kadınlar susarak gider...


Kadinlar susarak gider...

Cok uzun emekler verir iliskisini yurutmek icin.
Birinin kadini olmayi yuregi, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmistir ki, baska bir adama ait olmayi istemez.
Erkek gibi, corbanin tuzu eksIk diye kavga cikarmaz mesela, tam tersi, konusmamiz lazim der.
Erkekler de en cok bu cumleye sinir olurlar.
Ertelenir o konusmalar, mac bitimine, yemek sonrasina ve daha bircok luzumsuz seyin ardina otelenir.

Kadinlar inatcidir, hayata tutunduklari gibi, asklarina da sahip cikarlar.
Bu yuzdendir, konusup derdini anlatma istegi, karsi tarafi ikna edene kadar ugrasirlar.
 Sonunda pes eder adam, bir isIk gorur kadin, tum derdini paylasir. Genellikle ne cevap alir? Abuk sabuk konusma!
Gereksiz ve sacma gelmistir adama anlatilanlar, hic de ustunde durmamistir.
Yine bir sIkinti, tatmin edilemeden gecistirilir ve adam gun gelip bunlarin kendisine ok gibi donecegini bilemez.

Bir kadin sIkayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vidi vidi ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o iliskiden hala umidi vardir kadinin. Yurutmek, birlikte yasamak, sorunlari cozerek mutlu olmak istiyordur. Daha onemlisi, o adami hala seviyordur.

Kadin susarak gider!
En onemli detaydir, erkeklerin hic anlayamadigi durum iste bu kadar basittir.
O gun gelene kadar konusan, kavga eden, tartisan kadin, kendini sessizlige vermistir.
Ne zaman umidini o iliskiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almis demektir.
 Yuregindeki bavullari toplamistir, kafasindaki biletleri almis ve aslinda bedeni orada durarak, iliskiden cikip gitmistir.
Kadin, gercekten gitmisse, cok sessiz olmustur ayrilisi, kimse hissetmeden, kapilari vurup kirmadan gitmistir.
Her aksam eve geldiginde, kapinin acildigini goren adam anlamaz ama bir kadin sessizce gider.
Ne mutfaginda yemek pisiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevismeye calisan kadin, artik o kadindir.
Bir kadinin cigliklarindan, kavgalarindan korkmamak gerekir, cunku kadinin gidisi sessiz ve asildir.

Cemal Sureyya