Maillere düşen bir yazıdan...
Ellili yılların ortalarında Menderes Hükümeti ülkeyi kalkındırmak için bir dizi programlar hazırlar. İkinci Dünya Savaşından çıktığı halde gözle görülür bir atılım yapan Almanya örnek alınacaktır. Alman ekonomi bakanı Türkiye’ye davet edilir.
Bizim ekonomi planlamacıları na bir konferans verecek olan bakan, lüks bir otelde yemeğe götürülür. Adet olduğu üzere çorba ile başlanır.
Bakan çorbasını bitirirken bizim bürokratlar iki kaşık alıp iade ederler.
Bizimkilerin anlayışında tabağı bitirmek görgüsüzlüktür. Az bir şey de olsa bırakılmalıdır.
Peşinden gelen yemekte de bizimkiler aynı davranırken, bakan yine tabağındakileri bitirir.
En son pilav yenilirken bizimkiler yine iki kaşık alıp iade edecekken Alman Bakan “Durun!” diye çıkışır. “Lütfen herkes tabağındaki pirinç tanelerini saysın!” der tercüman aracılığı ile…
Bürokrat ve politikacılar şaşkın vaziyette misafirin dediğini yaparlar.
“Çıkan rakamları toplayın ve Türkiye nüfusunun yarısı ile çarpın” der.
Rakamlar çarpılır ve tonlarca pirinci israf ettiğimiz anlaşılır.
Bunun ekonomik maliyeti ise korkunç büyüklükte rakamlardır.
Alman Bakan topluluğa döner ve şöyle der:
“Türk Milleti her yıl bu kadar ürünü israf ediyorsa benim size verebileceğim hiçbir ders yok beyler!.. Biz Almanlar doğa üstü bir iş yapmadık, sadece kaynaklarımızı iyi kullandık ve israf etmedik!”
3 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder