7 Eylül 2011 Çarşamba

Avrupa Dediğin - Melih Aşık

Siz hiç Avrupa Birliği üyesi ülkelerden birinde yokuş aşağı inerken freni boşalan kamyon duydunuz mu? Ya dolu bir tankerin balataları düzleştiği halde trafiğe çıkabildiğini... Güpegündüz kentin ortasında dolaştığını...
    - Siz bir AB ülkesinde töre cinayeti duydunuz mu? Ya kurşunlanan bir kadının hastanede yalnız bırakıldığını ve yeniden kurşunlandığını...
    - Siz bir Avrupa ülkesinde polisin işkence yapan sanık polisleri bulamadığını duydunuz mu? Amerikan Dışişleri Bakanı'nın "İşkencede ölen falanca gencin katili olan polisleri bulun yoksa dava zamanaşımına giriyor" diye bir AB ülkesi Dışişleri Bakanı'nı uyarması mümkün olabilir mi?
    - Siz milletvekili ve belediye başkan adaylarının tek tek liderler tarafından belirlendiği bir Avrupa ülkesi biliyor musunuz? Böyle bir demokrasi duydunuz mu?
    - Bir Avrupa ülkesi Başbakanı, attığı adımın yanlışlığı ortaya çıkacak diye basının otosansür uygulamasını isteyebilir mi?
    - Gençlerinin kamyon büyüklüğünde jeep'lerle hava attığı ama 14 milyon insanın açlık sınırında yaşadığı bir Avrupa ülkesi olabilir mi? Vatandaşına bu kadar büyük haksızlık ve eşitsizliği reva gören liderlere demokraside yer var mıdır?
    Bunlar Avrupa'da olmaz. AB'ye uymaz... Peki AB'den gelen umutlu mesajlar mı? Onlar vereceklerimizi verene kadar. Bir kez verelim, bakın sonra "Siz bu kılıkta mı Avrupa'ya gireceksiniz" diye aynayı nasıl yüzümüze tutuyorlar.

Melih Aşık – Milliyet – 28.02.2004

Hiç yorum yok: