8 Mayıs 2010 Cumartesi

GERÇEK DOSTLARA


Hani, diyorum da, insanın gerçekten mükemmel bir dostu olsa...
"Onu", şöyle, içine sindire-sindire, kocaman bir sarılsa...
Yüreklilikle  söylediğiniz... "Canım  benim!.. dediğiniz...
Telefonda bile saatlerce  konustuğunuz,  sıcacık biri...
Özlediğinizde,  hayal  kurduğunuzda   yanınızda o var mı?
Sizi hiç yalnız   bırakmayan biri...
Cesur, sempatik, azimli, kararlı,..
Arayan, soran, "Seni özlüyorum" diyen biri.
Böyle bir canlı  ile her  şeyi  konuşabilir, paylaşabilirsiniz.
Yanıltmaz!
Anlayışla  karşılar her şeyi...
Hataları,   günahları-sevapları,   her bir  şeyi konuşabilirsiniz onunla...
Bir arayış  içinde olmanıza gerek yoktur.
O kendiliğinden   çıka gelir zaten. Bir gün bir bakarsınız, karşınızda...
Bir de bakmışsınız   sımsıcak  sohbetler, derin konular, sırlar,paylaşımlar...
Kimseye   söyleyemediğinizi,   en   yakınınıza anlatamadığınızı,geçmişteki izleri,  geleceğe   dairlerinizi,  sadece ona anlatır olursunuz.
Kadın,   erkek   fark etmez.
Bir dost bulun!  Ama gerçek olsun.
Aradığınızda   işinizi   değil,   sizi soran...
Kötü gününüzde ev sahibi,  iyi gününüzde  kiracınız olsun.
Anlatsın,   konuşsun,   açık-seçik,   korkmadan yaşasın.
Güvensin!
Cinsiyeti olmasın!   
Bir kartal kadar haşin,   bir maymun kadar şaklaban, bir ceylan kadar narin olsun.
Doğruları   söylesin.  Gözleriyle ve kalpten konuşsun.
Yaşasın!    Doya doya yaşasın,  doya doya  yaşatsın.
Beyninden değil,  yüreğinden versin.
"Olsun varsın! Paylaşırım." desin.
Bir dostunuz olsun.
Sizi ve benliğinizdekileri paylaşsın...  Dost olsun!
Ama...
Gerçek bir dost..

H O ş Ç A K A L I N
D O S T Ç A K A L I N


Can DÜNDAR

Hiç yorum yok: