26 Kasım 2010 Cuma

Dale Carnegie diyor ki


İş adamı tıraş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.Derken, kapının önünden ağır ağır geçen paspal, sevimsiz bir çocuk görürler.Berber, iş adamının kulağına fısıldar;
'Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi...'
Berber çocuğa seslenir: 'Ali, buraya gel!'
Bunun üzerine çocuk sakince dükkâna girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber işadamının kulağına sessizce, 'bak şimdi' diye fısıldar ve bir elinde 5 liralık, diğer elinde 50 liralık  bir banknot olduğu halde çocuğa sorar:'Hangisini istiyorsan alabilirsin? '
Çocuk dalgın dalgın bir 5 liraya bir de 50 liraya bakar ve sonunda 5 liralık banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.Berber işadamına döner ve gülerek:
'Gördün mü? Sana söylemiştim.' der.Tıraş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür.Yanına giderek, neden 50 liralık değil de, 5 liralık banknotu aldığını sorar.Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:
' Eğer 50 liralığı alırsam oyun biter!'

Dale Carnegie diyor ki,
"Allah'ın bile insanlar hakkındaki hükmünü, ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken... Biz kim oluyoruz da insanları birkaç kez görmek, iki-üç yazı okumak, birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz! "

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Iyi bir baslangic