16 Şubat 2011 Çarşamba

Uğur Mumcu'dan...


“Adaletin üç ayağı vardır. 
Bu üç ayağın birincisi yargıç , ikincisi savcı , üçüncüsü avukattır. 
Adaletin bu üç ayağından biri zedelenirse , adalaeti ayakta tutmaya olanak yoktur. 
Bunun içindir ki hukuk devleti , yargı bağımsızlığına ve özgür barolara dayanır. 
Yargıç bağımsız değilse , savcı bağımsız değilse avkat , her gün çeşitli baskılarla karşı karşıya ise bundan adalet duygusu zarar görür , dolayısıyla bütün toplum , bu zararın yükünü taşımak zorunda kalır.”
16 Şubat 1981 – Cumhuriyet

“Türkiye’deki kavga Kürt ile Türk’ün, inananla, inanmayanın, Sünni ile Alevi’nin kavgası değil, egemen sınıflarla emekçilerin kavgasıdır. 
Ve bu çelişkilerle yaşadığımız olaylar, faşist diktatörlük için kolları sıvayanların kanlı saldırılarıyla biçimlenmektedir. 
Temel hak ve özgürlükleri korumak , anayasal düzene yönelen şiddet eylemlerinin kökünü kazımak , doğrudan doğruya faşist odakların köklerinin kazınmasına bağlıdır.”
15 Ocak 1979 – Cumhuriyet

“Kusura bakılmasın, bizim demokrasimiz , biraz pille çalışan radyolara benziyor! 
“Nasıl” derseniz, şöyle : 
Devletin temeline anayasayı yerleştiriyorsunuz , anayasa yeni doldurulmuş bir pil gibi demokrasiyi bir pil gibi demokrasiyi bir süre çalıştırıyor.
Radyolarda da böyle olmaz mı ; önce radyodan çok net ses çıkar , düğmeyi hangi dalgaya çevirirseniz , hangi istasyonu ararsanız , ses gelir. 
Pilin ömrü doldukça parazitler çoğalır , cızırtılar artar , ses yavaşlar.”
18 Eylül 1980 – Cumhuriyet


“Bunda bir yanlışlık  , bir çarpıklık yok mu? 
İmam hatipliler din adamı olarak çalışmayacaklarsa , neden art arda imam hatip okulları açılıyor? 
Neden bu okullardaki öğrenci sayısı her yıl bu kadar artıyor? 
İmam hatip lisesi mezunları neden yetiştirildikleri alanlar dışındaki işlerde görevlendiriliyor? 
Eskiler , ‘Camiye , kışlaya , mektebe siyaset sokulmaz’ derlerdi. 
Bu yasa tasarısı TBMM’den geçerse camilere ve okullara sokulan dinsel siyaset , kışlalara da sokulmuş olacak.”
22 Ocak 1993 – Cumhuriyet

“  ‘Türk-İslamSentezi’ özü ve sözü ile Atatürkçülüğe karşı bir görüştür. 
‘İslamda Laiklik’ ise söz konusu değildir. 
Laiklik ilkesi , adım adım yok edilmektedir. 
Televizyon bu görüşün aracı olmakta ; ‘açık oturum’ adı altında tek görüş savunulmakta , bu görüşün propagandası yapılmaktadır.”
Uğur MUMCU
25 Eylül 1985 – Cumhuriyet


“İsterler ki susalım; isterler ki yazdıklarımızın hiçbiri, hele bu dönemde yazılmasın. 
Bunun içindir ki, bizleri susturmak için türlü yollara başvururlar. 
Bizleri susturmak için başvurdukları ve ellerine yüzlerine bulaştırdıkları sinsi girişimleri ile ilgili ipuçları ellerimizdedir! 
Bunu da bilir, bunların açığa çıkmaması için köşelerinde kıvranıp dururlar. 
Evet yazacağız, susmayacağız. 
Bütün yolsuzlukları, kaçakçılıkları, pislikleri, cinayetleri tek tek sergileyeceğiz.”
04 Şubat 1981 – Cumhuriyet

“Gazetelerin, işadamları ve müteahhitler eliyle basın dışı alanlardaki kazanç kapılarının kalkanı olarak kullanılması, hiç şüphesiz, basın özgürlüğü için çok olumsuz bir gelişme olmuştur.”
25 Mart 1981 – Cumhuriyet
“Bugün Türk basını tehlikeli bir gidişin içindedir. 
Bu tehlikeli gidiş , holdingleşmedir ; yayın organlarının holdinglerin sözcüleri olmalarıdır. 
Basının , büyük holdinglerin , bankaların çıkar kavgalarına araç yapılmasıdır. 
Gazetelerin , gazetecilik mesleği dışındaki , “şans ve talih yarışmaları” ile haksız rekabet koşulları içinde yapay tirajlar yaratmalarıdır. 
Holdinglerin , çokuluslu şirketlerin dünya çapındaki kapışmalarını Türkiye ‘ye yansıtmalarıdır.”
20 Ocak 1982 – Cumhuriyet

“  ‘Batılılaşıyoruz’ diye Amerikan – Arap sarmalı içine sokulduk ;
enflasyonu indireceğiz diye , IMF’nin ipoteklerine tutulduk ,
‘Atatürkçülük’ diye diye laiklik ilkesi yok edildi ;
birader , parti ve belediye başkanları eliyle ‘Arap kompradorluğu’ devlet katında yer buldu.”
18 Haziran 1985 – Cumhuriyet

Hiç yorum yok: